30 Ocak 2014 Perşembe

Tapınak Şövalyeleri

Tapınak Şövalyeleri veya Mabed Şövalyeleri(Latince: Pauperes commilitones Christi Templique Solomonici / Süleyman Tapınağı ve İsa'nın Fakir Askerleri), tanınmış Hıristiyan askerî tarikatlarından biridir. Resmî olarak iki yüzyıl boyunca faaliyette bulunmuşlardır.
Fransız Soylusu Hugues de Payen tarafından 1119 Civarında Kudüs'te Hıristiyan hacıları korumak için 9 şövalyeden oluşan bir grup kurdu. Katolik Kilisesi tarafından resmî olarak 1129 yılında tanınan tarikat kısa zamanda güçlenmiştir. En güçlü zamanlarında askerî varlıkları 20.000'i bulmuştur, fakat bunların sadece % 10'u tarikata bağlı şövalyelerdir. Tarikatın ömrü neredeyse Haçlı Seferleri'yle eş olmuştur. Beyaz renkteki eşyaları üzerindeki kırmızı haçlarıyla Tapınak Şövalyeleri zamanlarının en korkulan savaşçılarından olmuşlardır. Tarikatın askerî kanadı savaşlarda ün kazanırken tarikata bağlı diğer gruplar, Avrupa genelinde ve Kutsal Topraklar'da geniş ölçekte yapılanmışlardır. Kutsal Topraklar'da ve Avrupa'da birçok mevzi inşa eden tarikat bankacılıkve para transferinin ilkel bir formunu bularak Hıristiyan hacılara büyük kolaylıklar sağlamıştır.
Haçlı Savaşları'nın ardından tarikata büyük borçları olan Fransa Kralı IV. Philippe'in kâfirlik ("Katolik olmayan" anlamında) ve eşcinsellik gibi suçlamalarla, Tapınak Şövalyeleri'nin ortadan kaldırılması için Papa V. Clemens'e yaptığı baskıların neticesinde 1312'de tarikat ortadan kaldırılıp tüm mal varlığına el koyulmuş ve Tapınakçılar cadı avında olduğu gibi yakılarak öldürülmüşlerdir. Son olarak 19 Mart 1314'te Jacques de Molay ve beraberindeki tarikat üyeleri kazığa bağlanarak yakılmak sûretiyle idam edilmişlerdir

Tarikatın Yükselişi
Birinci Haçlı Seferi'nin ardından birçok hacı "Kutsal Topraklar"ı ziyaret etmek için Avrupa'dan yola çıktılar. Fakat savaşlardan sonra düzeni bozulan bu topraklarda bir çoğu haydutlar tarafından soyuldu ve katledildi. 1118 yılında Fransız Hugues de Paynes ve arkadaşı Godfred Aziz-Omer hacıları korumak amacı ile kuracakları tarikata destek sağlamak için Kudüs Kralı II. Baudouin'e başvurdular. Kral onlara Müslümanlarca Zeytin Dağı olarak adlanrılan Tapınak Dağı'nda bir yer verdi. Mescid-i Aksa'nın da burada bulunması ve Süleyman Tapınağı'nın kalıntılarının da burada bulunduğuna inanılması sebebiyle kurulan tarikat, “İsa'nın ve Süleyman Tapınağı'nın Takipçileri” adını aldı. Kuruluşunda dokuz şövalyenin rol oynadığı tarikat, finansal kaynaklardan yoksun olması nedeniyle tamamen bağışlara bel bağlamıştı. Tarikatın amblemi olarak kullanılan aynı ata binmekte olan iki şövalye de bu sadeliği ve fakirliği simgelemekteydi.
Tarikatın bu durumu fazla sürmedi. Clairvaux'lu Bernard, kurucu şövalyelerden birinin yeğeniydi, Troyes kentinde toplanan konseyde tarikatı Papa'ya anlattı ve Papa tarafından resmî olarak onaylandılar. Bundan sonra Papa II. Innocentius tarafından yayınlanan özel bir fermanla tarikat mensupları bütün ülke sınırlarından serbestçe geçme, vergi ödememe ve Papa dışında hiçbir otoriteye karşı hesap vermeme gibi geniş haklara sahip oldu. Papa'dan gördükleri bu destek sonrasında Avrupa genelinde soylulardan para, arazi ve askerî destek gördüler.
Tarikat kazandığı bu güçle kısa zamanda gelişti. Haçlıların Kutsal Topraklar'da kazandıkları savaşlarda büyük etkileri oldu. Ayrıca ellerine geçen mali güçle ilk çek sistemi sayılabilecek sistemi geliştirdiler. Kutsal topraklara gidecek kişi Avrupa'daki bir tarikat mensubuna parasını yatırıp sadece tarikata üye kişilerin çözebileceği kodlama ile yazılmış bir mektup alırdı. Daha sonra gideceği yere vardığında oradaki üyeden yatırdığı parayı alırdı. Böylece soygunlarda can ve mal kaybı önlenmesi amaçlanmıştı.
Tarikat bağışlar ve kendi yatırımlarıyla elde ettiği gelirlerle Avrupa'nın ve Ortadoğu'nun birçok yerinde kiliseler ve kaleler kurdu. En güçlü zamanlarında Kıbrıs Adası, tarikatın yönetimi altındaydı.

Haşhaşiler
Haşhaşinler veya Haşhaşin tarikatı 1090 yılının Eylül ayında İsmaili din adamı Hasan Sabbah tarafından kurulmuş bir dini tarikat ve siyasi bir örgüttür. Tarikat, İsmaililik mezhebini temel alan Fatımiler devletinde dinsel bir hizipleşme sonucu ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan iki koldan biri olan Nizarilik kolunun temsilcisi olan Haşhaşin tarikatı önce İran sonra da Suriye'ye yayılmıştır. Kuşatılması ve ele geçirilmesi güç kaleler temelinde örgütlenmiş olan Haşhaşin tarikatı önemli kişilere yönelik suikastlere dayanan etkili bir askeri strateji geliştirerek Orta Çağ İslam dünyasında çok önemli ve farklı bir güç olarak ortaya çıkmıştır. Haşhaşin tarikatı ideolojik açıdan dönemin Sünni siyasi ve dini çevrelerini, özellikle Abbasi Halifeliği ve onun koruyucusu olan Büyük Selçuklu Devletini düşman kabul etmiştir. Bununla birlikte Haşhaşilerin Haçlıları ve Moğolları hedef alan bazı saldırıları da olmuştur.

Bu kadar bilgi yeter. Bu bilgiler i yalnızca bilgilendirme amaçlı yazdım. Asıl konuya birazdan gireceğim. Hepiniz Assasin’s Creed oyununu duymuşsunuzdur. Bu oyunun senaryosunun büyük bir kısmı Haşhaşilerle Tapınak şövalyelerinin savaşını konu alıyor. Hikayede Piece of Eden (her ne haltsa) adında sihirli güçleri olan bir elma var ve iki tarafta bu elmanın peşinde. Geçen gün aklıma “şu torrenti açayımda assasins creed revelations oynayıp nostalji yapayım fikri geldi. Sonuçta oyun Türkiye’de geçiyor. Oyuna başladım ama dikkatimi çeken tek şey bu tapınak şövalyelerinin bir farklı olduğuydu. NTV tarihin 36. Sayısında bu oyunu anlatmıştı dergi 2 sene önce. Dergideki şu bölüm dikkatimi çekti:”Tapınakçılara yüklenen suçlar arasında Hz.İsa’yı reddedip “Bafomet” adlı bir puta tapmak da vardı; Bafomet,”Muhammed’i çağrıştıran bir kelimeydi…” İşte yazımızın konusu bunun üzerine.
Peki Kabala ne? Bir çoğumuz kabalanın Hz.Süleyma nın da kullandığı bir öğreti olduğunu düşünüyoruz. Peki kabala aslında nedir?
Kabala, Tevrat inmeden çok daha önceleri Yahudi ruhban sınıfının geliştirdiği bir öğretidir. Kabala büyü ve şeytani güçlerle bağlantı sanatıdır. “Negatif güçlerin öğretisi” olarak tanımlanan Kabalizm temelde şeytanın dininin tüm özelliklerini içerir. Masonluk tamamen kabalist öğretiye dayalıdır.
“Gelenek” veya “Ağızdan kulağa” anlamına gelen kabala “sır” esasına dayalıdır. Bu sırların tamamı “Jerusalem Lodge (Kudüs Locası) nın üç Kabalisti tarafından ezberde tutulur. Kabalistlerden biri öldüğünde diğeri İsrail’in 70’ler Meclisinden (Sanhedrin) seçilen bir aday aynı bilgileri devralır.
“Kabala kitaplarının metinleri sembollerle doludur. Her devirde bunların manasını bilen üç Yahudi bulunur. Bunlardan ölenin yerine bir alt kadameden (Sanhedrin 70’ler meclisi) en iyisi seçilir, diğer ikisi tarafından sırlara vakıf edilir.” (Türk Mason Dergisi, s.21, sh.1095)
 “Sanhedrin üyelerinin tümü büyü bilmek zorundadır.” (Das Reich Satans, Karl R.H. Frick, sh. 85)
Faal, Kara Büyü ve Şeytanla ilişki kurma ile ilgili bilgileri kapsayan Kabala, Masonik öğretinin temelini oluşturur. Bu nedenle Kabala’nın teorik ve pratik uygulamarı ile ilgili bilgiler 33 kademeye ayrılmıştır. Kabala’nın vermeye çalıştığı eğitimin özü ise metafizik güçlerle irtibat kurarak (onlara göre) Evrenin ulu Mimarı Şeytan’ın sırrının tüm manalarını içeren bilgiye ulaşmaktır.
“Kabala büyücülüğün anlamını kavrar. Kabala sayesinde kara büyü dünya çapında itibar görmüştür.” (Das Reich Satans, Karl R.H. Frick, sh. 101)
“Kabala bilinçaltının kapılarını açan ve ruhu saran manevi değerlerin dışarı çıkmasını sağlayan anahtardır. Masonluk onu insanın yaşamı anlaması için gerekli görür” (New Age Mason Dergisi sayı 77, sh. 31)
Kabalist eğitimle yetiştirilecek olan adaylar, Mason Üstad-ı Azamlar tarafından dikkatle seçilir ve aday, ancak bir kademenin bilgilerini tam anlamıyla hazmedince diğer bir kademeye geçebilir. Bu taktiğe masonik dilde: “Uykulu gözlere ışığın yavaş yavaş verilmesi” denir.
İşte kabala. Ben bunları g*tümden uydurmuyorum yazın google a kabala ve Hz.Süleyman diye literatür taraması yapın. Peki bunun haşhaşilerle ne ilgisi var? Kara büyü denince akla simya gelir. Simya değersiz cisimleri altına çevirme büyüsü demek. Tabii ki bu bir hurafe. Simya deyince akla Tapınak Şövalyeleri gelir. Tapınak şövalyeleri aforoz edilerek idam edilmişti, kurtulanlar İskoçyaya sığınıp duvarcılar loncasına sızıp masonluğun temellerini atmışlardır. Tapınak şövalyelerinin en büyük düşmanı haşhaşilerdi. Uzunca bir süre savaşmışlar. Ondan sonrada Moğollar gelip bu haşhaşileri ortadan kaldırmışlar. Google amca bana bu kadar bilgi verdi, ama siz isterseniz bir masona danışın.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder